29 Ocak 2015 Perşembe

Soysuzlar Çetesi: Diyaloglar Silsilesi

Nazi işgali altındaki Fransa’da Nazileri avlayan, kendilerine Soysuzlar Çetesi ismi takılmış bir grubun ve ailesi Nazilerce katledilmiş olup intikam peşinde koşan Yahudi bir kızın öyküleri parçalı kurgu tekniği ile 153 dakikaya yayılmış. Yönetmen Tarantino yine renkli bir oyuncu ekibi oluşturmuş. Brad Pitt, Christoph Waltz ve Diane Kruger ilk dikkati çeken isimler… Her zaman olduğu gibi yine seyircileri ve eleştirmenleri ikiye bölen bir Tarantino filmi var ortada. Bunun yanında IMDB puanı oldukça yüksek (8.4) ve yönetmenin şu ana kadarki en çok hasılat yapan filmi…
Tarantino filmleri genelde son derece eğlenceli, zeki, provokatif ve sinema sevgisiyle dolu yapımlar olarak tarif edilir. Önceki filmlerinin önemli bir kısmı için bu tanımlamaya katılsam da ne yazık ki bir Tarantino hayranı olarak Soysuzlar Çetesi için aynı fikirde olamayacağım. Filmi orta karar buldum, ilk defa Tarantino diyaloglarından sıkıldım; ilk defa sakız gibi uzayan sahnelerden bunaldım ve ilk defa bir Tarantino filminde pek çok sahneyi anlamsız buldum. Ancak bir eleştirmene göre, “Soysuzlar Çetesi sıradan bir izleyiciden ziyade sinefillerin çok daha rahat empati kurup çok daha yoğun keyif alacakları bir deneyim. Öyküde çok miktarda sinemasal gönderme var ve önceki filmlerinde olduğu gibi diyaloglar yine tadından yenmeyecek cinsten…”
Dolayısıyla, izlemeden önce Soysuzlar Çetesi ile ilgili pek çok yazı okumuş ve şüpheye düşmüştüm. Bu yazılarda, yukarıda bahsi geçen olumlu eleştirilerin yanı sıra, olumsuz eleştiriler genelde iki konuya odaklanıyordu: Birincisi ve en önemlisi, Tarantino'nun bitmek bilmeyen diyaloglarının bir dönem filminde yani İkinci Dünya Savaşı filminde çok eğreti durduğu ve amacına ulaşmadığı yönündeydi. İkincisi ise daha ilginç; Brad Pitt'in varlığının filme zarar verdiği ve canlandırdığı karakterin filmi taşıyamadığı yönündeydi. Başta da belirttiğim gibi bir Trantino hayranı olarak bunu kabul etmek istemezdim, yine de bu eleştirilere katılmak durumundayım. Örneğin; bodrum katındaki bar sahnesi... Sonu olmayan ve bir yere varmayan diyaloglar uzamış, uzamış, uzamış... Karakterlerden birinin eliyle yaptığı üç işaretinin kimliğini açık etmesiyle artık sona gelinmiş; tam o anda kıyametin kopması daha doğru olacakken hala masa altında silahlarla "belaltı" muhabbeti yapmak kabul edilebilir gibi değil. Bu sahne, nedensiz yere sakız gibi uzayan diyaloglara ya da sekanslara örneklerden sadece biri.
Ve Brad Pitt... Filmin başlarında yaptığı aksanlı konuşma çok komik olsa da bu karikatürize kompozisyonu filmin ilerleyen dakikalarında abarttığından, canlandırdığı karakter film içinde tam bir virüse dönüşmüş. Sistemine girdiği bilgisayarı içten içe çökerten bir virüse... Tarantino filmlerinin en önemli özelliği; bir sahnenin, bir muhabbetin ve müzik kullanımının filmden sonra aklınızda yer etmesidir. Soysuzlar Çetesi'nden sonra ise filmin başlarındaki sıçan muhabbetini bir kenara koyarsam aklımda kalan hiçbir şey olmadı. Christoph Waltz'ın insanı kıskandıran performansı da olmasa bu filmi zihnimde nasıl konumlandırırdım bilemiyorum. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Waltz'ın canlandırdığı karakterin finaldeki U dönüşünün altının boş kaldığını ve bunun bir senaryo zaafı olduğunu düşünüyorum. Belli ki Trantino "En iyi savaş filmleri savaşa yer vermeyen filmlerdir." düsturundan hareket etmiş. Fakat Tarantinovari diyalogların bir savaş filmine gitmeyeceği gerçeğini gözden kaçırmış. Ya da üstadın kalemi formsuzmuş. Bize de kötü değil ama orta karar bir Tarantino filmi seyretmek nasipmiş!

Yönetmen: Quentin Tarantino
Senaryo: Quentin Tarantino
Oyuncular: Brad Pitt, Diane Kruger, Eli Roth, Christoph Waltz ve Michael Fassbender.
Yapım: ABD-Almanya / 2009
Tür: Savaş-Dram
Süre: 153 dakika
IMDb Puanı: 8.3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder