Edebiyat

- Kütüphanenizdeki tüm kitapları okudunuz mu?
- Walter Benjamin: İnsanlar yalnızca okumak için değil, birlikte yaşamak için de kitap alır...

 
"Yatmadan önce okuyabileceğiniz iyi bir kitaba sahip olduğunuzu bilmek zevklerin en büyüğüdür."    Nabokov 


"Okumak dışında yapacak bir şeyim, gidecek bir yerim yoktu. Yani çevremde, saygı duyabileceğim ve beni çeken hiçbir şey yok..."      Dostoyevski


"Edebiyat mırıltının ve naranın yerini tayin eder. Onlara ayar çeker. Eşya, kelimeler karşısında savunmasız, dirençsizdir.  Zihnimizi edebiyat dekore eder. Kalbimiz ile beynimiz arasında işlek kanallar, tüneller, koridorlar açar. Ahlâki olgunluğun, vicdan hassasiyetinin, gönül ferahlığının imkânlarını edebiyat sanatı sayesinde keşfederiz... Sağlam bir edebiyat donatımı, bize insanların ruhunu sezme, insanlığımıza hâkim olma, sahip çıkma gücü verir. Birbirimizi hakikaten tanımamız, sahiden anlamamız, derinden kavramamız edebiyat sayesindedir. Cehaletten, zalimlikten, hoyratlıktan, çiğlikten, zayıflıktan başka nasıl sıyrılabiliriz? Edebiyat, bizi, elimizdekinden farklı bir sonsuzluğa sevk eder. Hem ağaçları hem ormanı görmemizi sağlar... Ardı arkası kesilmeyen ibret ve hikmet patlamalarının arasında yaşadğımızı fark ederiz. Harbin, sulhun, muhabbetin, dostluğun, aşkın, nefretin, emeğin, dikkatin, tedbirin, takdirin mânâsını öğreniriz. Mânâ ile anlam arasındaki ayrıma temas ederiz. Anlam, bizdeki karşılıktır; mânâ ise hakikatin kendisidir. Böylece, benzer şeyler arasındaki farklar ile farklı şeyler arasındaki benzerlikleri kurcalarız. Gönlümüz neye elverir, vicdanımıza ne sığar, aklımız neye erer? Edebiyat bilemeyen soru soramaz, cevap bulamaz, problem çözemez..." (Murat Menteş - Korkma Ben Varım)

Beni kitaplara kaçıran ne çok insan var.   Cemil Meriç


"Edebiyat bir dogma değildir. Olguları belirtir, ancak tamamlayıcı yanıtlar vermez, mutlak doğrular ilan etmez, tartışmasız varsayımlar talep etmez, yaftalayıcı kimlikler önermez. İşte edebiyatın en büyük zenginliği ve zorluğu budur. Dil, gerçekliği taşa çevirerek değil, onu çıkarsamalar ve işaretlerle imgesel olarak yeniden inşa eder. Ama unutmayın bütün hikayeler yorumladığımız hikayelerdir ve hiçbirimiz masum olmadığımız için hiçbir okuma masum değildir... Metinler bizimle değişir, bizimle güçlenir ya da bizimle zayıf düşer..."


"İşin aslı, bir roman okurken deliririz biraz, kafayı buluruz... Olmayan insanların varlığına inanırız, seslerini duyarız... Aklımız başımıza (çoğunlukla) kitabı kapadığımızda gelir... Bir roman okurken içindekilerin uydurma olduğunu bilmeli ama okuma sırasında her kelimesine inanmalıyız... Kitabı bitirdiğimizde (iyi bir romansa eğer) onu okumadan önceki halimizden birazcık farklı olduğumuzu görebiliriz. Ama tam olarak ne öğrendiğimizi, nasıl değiştiğimizi söylemek; bu çok zordur işte... Sanatçılar sözcüklerle söylenemeyecek olanla uğraşır (müzik, resim, heykel vs...) ama sadece Romancı ve Şair sözcüklerle söylenemeyecek olanı sözcüklerle söyler... Bütün edebiyat metafordur... Neyin metaforu peki? İşte bunu metaforsuz cevaplayabilseydik roman yazmazdık..." (Ursula Le Guin)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder