29 Ocak 2015 Perşembe

Çavdar Tarlasında Çocuklar

Pek çokları için başucu romanı niteliğindeki bu eserde hikâye ilk ağızdan anlatılıyor. Yazar öyle bir üslup kullanıyor ki, bir süre sonra kendi otobiyografisini yazdığını düşünüyorsunuz. Bunalımın eşiğindeki bir ergenin üç gününü kapsayan kitap, Holden`ın yılbaşından hemen önce okuduğu Pencey Prep`ten kovulmasıyla başlıyor. Daha önce üç okuldan daha kovulduğu için bu sefer ailesiyle yüzleşmemek için eve gitmek istemiyor. Dolayısıyla Holden oradan oraya savrulurken iç dünyasının dağınıklığına da tanık oluyor okuyucu.
Holden, sürekli olarak etrafındaki insanların "samimiyetsiz/yapmacık" olduğunu vurguluyor ve sonunda bir otele çekiliyor. Tanıdığı bütün insanlardan kaçıp vardığı yerde sağır taklidi yaparak bambaşka bir hayat sürüyor. Roman, özellikle ilk gençlik yıllarının herkes tarafından bilinen sendromlarını anlatmakta çok başarılı ve buradan yola çıkarak genç bir insanın ruhundaki dehlizlere başarıyla ışık tutuyor. Genç Holden'ın ağzı bozuk monolog ve diyalogları o kadar başarılı ki okuyucu Holden'a eşlik etmekten kendini alamıyor. Romanı okurken kendinden bir şey bulmayacak ya da sancılı ilk gençlik yıllarına kimi zaman tebessüm kimi zaman da hüzünle dönüş yapmayacak okuyucu sayısı çok az olacaktır.
Şimdilerde müziği bıraktığını açıklayarak dinleyicilerini şaşırtan Teoman romanın en büyük hayranlarından. Eserin ilk baskısının Gönülçelen ismiyle çıktını bilenler hemen Teoman'ın Gönülçelen albümünü hatırlayacaklardır. Ayrıca Mel Gibson'ın Komplo Teorisi filminde, paranoyak başkarakterin kitabın yüzlerce farklı baskısından oluşan bir kütüphanesi vardır. Ve kitabı nerede görse almaya devam etmektedir. O kitap "Çavdar Tarlasında Çocuklar"dır. Kitabın isminin nereden geldiğini merak edenlere, bunu kitaptan bir alıntı ile açıklamak yerinde olur: "…Her neyse, hep büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta – yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan birisi olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir şey…"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder