Romana
çok sıkıntılı başladım aslında. Hem çok yoğun bir dönemdeydim hem kafam
çok doluydu hem de ilk 53 sayfasında bir türlü romana giremedim. Bir
sürü karaktere sıçrayıp daldan dala atlıyordu bu ilk kısımda. Öyle ki,
53 sayfayı 2 haftada okudum
Sonra 53. sayfada Tanpınar şu satırlarla romanın yönünü bir anda
değiştirdi:
"Niçin, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün hikâyesini bu uzak
hatıralarla ağırlaştırdım? Neden bu mazi gölgeleri yüzünden yolum
birdenbire değişti? Bunlar öyle gülünç şeylerdi ki, ne hakikatini, ne de
gülünç tarafını bugünün insanı anlayamaz..."
Bu noktadan sonra işler
benim için de değişti... Şimdi bambaşka duygularla okuyorum Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü... Henüz bitmedi. Şimdilik tadımlık iki alıntı sunuyorum...
"Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün
kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve
farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?"
"İnsanların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsanız, kendilerini dinlerseniz, insanoğlunun esas vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle, hayata hükmeder. Fakat kendi hayatlarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder