Roger
Federer 35 yaşını bitirmek üzere. Rafael Nadal ve Novak Djokovic ile birlikte
modern tenisi yeniden dizayn etti. Bu büyük üçlü içinde ilk adımı atan olmak
gibi bir ayrıcalığı var Federer'in. Kariyeri boyunca 3 farklı kuşakla oynadı ve
tenisini her seferinde değiştirdi, geliştirdi. 2010 yılının Ocak ayında
Avustralya Açık'ı kazandığında 30'una merdiven dayamıştı. Sonra grand slam
kazanamaz oldu. Hem tenisçilerin 29 yaş sonrası düşüşü O'nda da başlamış hem de
Nadal dominasyonu iyice belirginleşmiş, Djokovic ben buradayım demeye
başlamıştı. Artık devir neredeyse tamamen Nadal-Djokovic devriydi.
Federer
için, idolü Pete Sampras'ın 32 yaşında tenisi bırakmasının da etkisiyle,
emeklilik senaryoları yazılmaya başlanmıştı. Ama o direndi. Böylece 2012
Wimbledon şampiyonluğu ve artık mümkün değil denen dünya sıralamasında tekrar 1
numaraya yükselişi geldi. Ardından gelen 2013 sanki yoğun geçen 2012'nin
faturası gibiydi. Öldürmeyen ama süründüren fiziksel sorunları turnuvalara
katılmasına engel olmasa da kötü bir sezon geçirmesine yol açtı. 2014 sezonuna
bir diğer idolü Stefan Edberg'i ekibine alarak başladı. Federer artık baseline
üzerinde topları daha erken alıyor, fileye daha sık gidiyordu. Bu agresif
oyunun hata marjı çok daha yüksekti elbette. Ama semeresini gördü ve bir daha
grand slam kazanamaz denen Ekselansları 2014-2015 sezonlarında 3 grand slam finali
ve çokça kupa gördü. O dönem yenilmez boyutta olan Djokovic grand slam
hayallerini ertelemesine neden oldu yine. Derken fiziksel sorunlardan
mütevellit bir sezon daha geldi ve Federer 2016 sezonunun üçte ikisini
oynayamadı. Dizinden yaşadığı menisküs sorunu bu sefer sezonu süründürmemiş
öldürmüştü neredeyse. Artık emeklilik soruları ayyuka çıkmıştı. Olmasa bile 18.
grand slam hayali artık kaf dağının ardında kalmıştı.
2017
sezonuna Djokovic ve Murray çok tutuk başlasa da kimse 6 aydır tenis oynamayan
bu ihtiyar delikanlıya Avustralya Açık'ta şans vermiyordu. Beşer setlik çeyrek
ve yarı final maçlarının ardından Federer kendini finale attığında karşısında
kariyerinin en büyük handikapı Nadal duruyordu. 2008 başından beri Nadal'a
karşı bir grand slam galibiyeti yoktu, yaş 35'ti ve yolun sonuydu. Nadal da
zamanın acımasızlığı karşısında teslim olmuştu, yenilmez değildi artık ama
favoriydi. Beklenmeyen oldu. 5 setlik final, bu kadar direneceğini kimsenin
beklemediği, beşinci setlerin kaybedeni Federer'e kupayı getirdi; yıllardır
beklenen 18. grand slam kupası hiç beklenmeyen bir anda gelmişti. Rüya gibi bir
başlangıçtı. Bu rüyadan uyanacağımız anı beklemeye başladık. Sezonun yarım grand
slam ayarındaki iki masters turnuvası Indian Wells ve Miami art arda geldiğinde
rüyadan uyanacaktık elbet. Ama Federer seyredenleri şaşırtmaya devam etti.
Indian Wells'te rakiplerine set vermeden kupaya ulaştı. Bunlardan biri de bu
sefer 4. turda yine Nadal'dı. Hemen ardından Miami heyecanı başladığında
36'sına 4 ay kalmış Federer'in de durmaya niyeti olmadığı anlaşıldı. Çeyrek
finalde Berdych, yarı finalde Kyrgios son zamanlardaki en iyi oyunlarını
oynamalarına rağmen Federer karşısında maç puanı görmekten öteye geçemediler.
Ekselansları yine finaldeydi, karşısında yine Nadal vardı. Senaryo değişmedi.
Federer
2006'nın ardından ilk defa Avustralya Açık-Indian Wells-Miami üçlemesi yaptı.
Bu en uzun rüyalardan biriydi muhtemelen. Rüyanın sebepleri vardı elbette.
2014-15 döneminde Djokovic'e kaybedilen 3 grand slam finalinin ardından
Federer'in vasat bir servis return ve kırılgan bir backhand ile grand slam
kazanamayacağını konuşuyorduk. Aklın yolu bir dercesine 6 aylık arada bu
zaaflarına çözüm üreten Federer, öğrenmenin yaşı yokturu gözümüze soktu. Bir
zamanlar rakip tarafından her sıkışıldığında Federer'in backhand'ine atılan
servis ya da rallide backhand'ine gönderilen top winner olarak geri dönüyordu
artık. Ve Federer topları daha da önde karşılayarak rakiplerine neredeyse hiç
zaman bırakmıyordu. Bu büyülü 3 aya şimdi bir süre ara veriyor Federer. Haziran
ayında kökenlerine, yani çime döndüğünde bakalım rüya devam edecek mi? Uzak ve
imkânsız gözüken bir şeyi bu kadar yakın ve mümkün kıldığı için bu büyük sporcuya
sonsuz teşekürler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder